Warning: include_once(modules/mezhebler/language/lang-turkish.php) [function.include-once]: failed to open stream: No such file or directory in /home/asa10000/public_html/mainfile.php on line 345

Warning: include_once() [function.include]: Failed opening 'modules/mezhebler/language/lang-turkish.php' for inclusion (include_path='.:/opt/alt/php52/usr/share/pear:/opt/alt/php52/usr/share/php') in /home/asa10000/public_html/mainfile.php on line 345
Asagi Homurlu Kasabasi Resmi Web Sitesi Mezhepler, Mezhebler Tarihi, Hanefi, Şafii, Hanbeli, Maliki Mezhebi, Mezheblerin Doğuşu, Eşari Mezhebi, Mezhebler Soru ve Cevapları, Mezheblerin Dinimizdeki Yeri, Mezhep
Ana  Sayfa Video ve Klipler Resim Arşivi Aşağı Homurlu Duyurular Foruma Yaz

                                                                                                                                                                                                                                                                                                       

Ana Menü

 

Asagi homurlu koyu, asagihomurlu, kasabasi, belediyesi, beldesi, koyu

  Asagihomurlu.Net
 

  Anasayfa

 

        Forum-lar

 

        E-Kart /Resimler

 

        Şiirler /Sağlık

 

        Forum Kuralları

 

        Uydudan İzle

 

        Ziyaretci  Defteri

  Homurlu Kasabası
 

        Soy Kütüğü

 

        Homurlu Tarihi

 

        Yeni Doğanlar

 

        Homurlu Resimleri

 

        Homurlu Kasabası

 

        Kaybettiklerimiz

 

        Düğün-Nişan-Davet

 

        Homurlu Davetler

 

        Homurlu Duyurular

 

        Homurlu Videolar

  Homurlu Ekstra
 

        Belediyemiz

 

        Muhtarlıklar

 

        Yolcu Servisleri

 

        Tel. Rehberleri

 

        Homurlu Eğitim

 

        Homurlu Sağlık

 

        Homurlu Ekonomi

  Komşu Köyler
 

        Y. Homurlu

 

        D. Kadirli

 

        Karaisa

 

        Pekmezci

 

        Tatar İlyas

 

        Homurlu Beşler

 

        Homurlu Üçler

 

        Fakılı Köyleri

  Üyelere Özel
 

        Çocuk Bölümü

 

        Çocuk İsimleri

 

        Ruya Tabirleri

 

        Yemek Tarifleri

 

        Şifalı Bitkiler

  Haber ve Konular
 

        Yazdir

 

        Konular

 

        Anketler

 

        Haber Arsivi

 

        Haber Gonder

  Uye Panosu
 

        Arama

 

        Top 10

 

        Günlük

 

        İletişim

 

        Hesabiniz

 

        Tavsiye et

 

        Üye Listesi

 

        Istatistikler

 

        Uye Puanlari

 

        Özel Mesajlar

 

        Homurlu Kadrosu

 

        Sistemden Çıkış


En Aktif Üyeler
_SON_UC_UYE
 01:Mar 24, 2017tragin
 02:Feb 02, 2018sevdali5050
 03:Jan 11, 2017neset

Ismail_Bilir
Puan: 17744
Mesaj: 105

galeverli
Puan: 8138
Mesaj: 1

erdal
Puan: 5344
Mesaj: 15

ferat_bekce
Puan: 2578
Mesaj: 30

huseyin_batir
Puan: 2356
Mesaj: 36

AHMETAVCI
Puan: 1835
Mesaj: 17


MEZHEB, MEZHEBLER

MezheblerMezhebler

Mezheb Nedir?

İtikadi Mezhebler

Matüridi MezheblerEsa'ri Mezhebi
İmam Ebu Mansur el-MâturidiEbu'l-Hasen el-Eş'âri
Fıkhi MezheblerFıkhi Mezhebler
Hanefî MezhebiMaliki Mezhebi
İmam-ı Âzam, Ebu Hanifeİmam Malik
Şafii MezhebiHanbeli Mezhebi
İmam ŞafiiAhmed b. Hanbel

Mezhebler Hakkında Soru ve Cevaplar

OKUMA PARÇASI: MEZHEBLERİN DOĞMASI NEDEN ZARURÎ?


Namazın farz olduğunda bütün mezhebler ittifak halindedirler. Namaz için abdest almanın farziyetinde de bütün mezhebler müttefiktirler. Bu abdestin içinde başa meshedilmesinde de, keza bütün mezhebler müttefiktirler. Ayrılık, sadece bu meshin şekli ve miktarı gibi temel olmayan hususlardadır, mesihte değildir.Meselâ:

 

1. İmam-ı Mâlik ve Ahmed bin Hanbel, başa meshedilirken tamamının meshedilmesini zarurî görmüşlerdir.

2. Ebû Hanîfe ise, tamamı değil dörtte biri de olsa kâfidir, demiştir.

3. İmam-ı Şâfiî de birkaç kıla bile meshedilmesi kifayet eder kanaatına varmıştır. İmamların bu ayrılığına bakan bâzıları diyorlar ki:

 - Madem ki âyet bir, hadîs bir, teferruatta da olsa bu ayrılık olmamalıydı. Böyle diyenlerin kimi bilemediklerinden iyi niyetle böyle düşünmekteler. Kimi de inançlarını iyice zayıflatıp şüphe kuyularına düştükleri için, tahrip ve yıkıntı meydana getirmek kasdıyla böyle konuşmaktalar. Halbuki ne iyi niyetlilerin böyle bir vesveseye kapılmalarına sebeb var, ne de kötü niyetlilerin düştükleri vesvese kuyusundan böyle bir yıkıntı meydana getirmeleri mümkün. Şöyle ki: Dillerin en zengin ve en olgunu arabçadır. Arab lisanında sadece (Ceale) kelimesi 15 mânâya geldiği gibi, harfler de böyle şümûllü ve zengin mânâlara gelir. Meselâ: Türkçede (B) harfinin kendi başına bir mânâsı yoktur. Ama Arabça`da ise (B) harfinin de kendi başına mânâları vardır. Hangi kelimenin başına (B) harfi gelirse kelimenin istikametine te`sir eder, mânâsına müessir olur. İsterseniz buyurun (B) harfinin geldiği mânâlara bir göz atalım:

1 - B, sadece kelimeyi güzelleştirmek için gelir, mânâsı olmaz.

2 - B, "bâzı" mânâsına gelir.

3 - B, "bitiştirmek" mânâsına gelir. İşte bu mânâlara şâmil olan (B) harfini Rabbimiz "başınıza meshediniz" emrini verdiği âyetindeki "rüûsiküm" kelimesinin başına koyarak "Bi-rüûsiküm" buyurmuştur. Demek ki Rabbimizin "başınıza meshediniz" emrinden muradı, (B) harfinin şâmil olduğu mânâlara da şâmildir. İşte bu şümûl hikmetinden dolayıdır ki, İmam-ı Ahmed`le İmam-ı Mâlik:

 - Başa meshederken başın tamamı meshedilmelidir. Zira buradaki (B) harfi, kelimeyi güzelleştirmek için gelmiş olan zâid (B) dir. Kendi başına mânâsı yoktur, der. Ebû Hanîfe ise:

 - Bu (B) bâzı mânâsına gelen B`dir. Başın bâzısına meshedilse de kâfi gelir, der. İmam-ı Şâfiî de:

 - Bu (B) bitiştirmek mânâsına gelen B`dir. Sadece elin başa bitişmesi, birkaç kıla bile değmesi kifayet eder, mesih tamam olur, der. O halde gerçek böyle iken, kim hangi ictihad sahibini hatâ ile itham edebilir, mezheblerin teferruattaki bu ayrılığının dinde ayrılık mânâsına geldiğini iddia edebilir. Kelimeyi gönderen Rabbimizdir. Başına (B) harfini koyarak telâffuz buyuran yine Rabbimizdir. Huzûr-u İlâhî`de bu müctehidlerden her biri:

 - Yâ Rab, senin mukaddes kelâmındaki harflerden anladığımız mânâları tercih edip ortaya koyduk, deyince mes`ûl mü olurlar? Rabbimizin:

 - Benim muradım da bu idi, demeyeceği ne ile bellidir? Bir anne oğullarına yazdığı mektubunda bana (MEYVE) getirin dese, oğullardan biri elma, diğeri portakal, bir başkası muz, dördüncüsü de şeftali alıp getirseler, bunların dördü de annenin isteğini yerine getirmiş olmaz mı? Çünkü (MEYVE) kelimesi bunların hepsine de şâmildir. Herkes kendine göre ictihad edip annesinin o meyveyi kasdettiğini tahmin etmiştir. Hepsi de annesine itâat etmiş evlât sevabını alacaklardır. Bunlar suçlanabilir mi?

Aşağı Homurlu Kasabası   İnteraktif   Hesabım
Soy Kütüğü Homurlu Resimler Neşet Ertaş Türkü
Homurlu Tarihi Homurlu Kasabası Düğün Nişan Davet
Yeni Doğanlar Homurlu Ekonomi A. Homurlu Beldesi
A. Homurlu Belediye Yolcu Servisleri Homurlu Okulu
Homurlu Muhtarlık Telefon Rehberi Sağlık Ocağı
 
Haber Gönder Anketler Ziyaretci Defteri
Haber Arşivi Galeri Video
Haber Yazdır Forum Duyurular
Günlük Oluştur Çocuk Oyunları Çocuk İsimleri
Rüya Tabirleri Yemek Tarifleri Şifalı Bitkiler
 
Üyelik Ol
Üye Girişi
Şifremi Unuttum
Özel Mesajlarım
Üye Listesi

  Copyright © 2009-2022  Kırşehir / Aşağı Homurlu Kasabası ™ Website Tasarım: İsmail BİLİR